Tatul Hakobyan’ın ERMENILER ve TURKLER kitabınden alıtı
Ararat’ın eteklerinde Türkçe kucaklaşma
28 Mayıs 1992’de, Türk-Nakhicevan sınırında, Aras’ın [Araxes] sol kıyısında, Türkiye başbakanı Süleyman Demirel, orda toplanmış olan binlerce Azerbaycanlıya seslenip, haykırmaktaydı. “Sevgili Azerbaycan Türkleri, sevgili Nahcivan Türkleri. Yalnız olmadığınızı söylemek için buradayız. Biz bugün Aras üzerinde, Ege Denizi’nden Çin’e kadar açılacak yolun ilk adımı olan umut köprüsünü açıyoruz”.
Amerikalı gazeteci Thomas Goltz görgü şahidi olarak şöyle yazmaktadır. “Uçağın kapısı açıldı ve elinde meşhur şapkasıyla Demirel gözüktü. Merdivenlerden, Haydar’ın kucağına doğru inmekteydi. Bu tarihi an onlarca fotoğraf ve film kamerası tarafından kaydediliyordu. Demirel ve Aliyev nihayet birlikteler. Bazı ısrarlı dedikodulara istinaden Aliyev’in, Azerbaycan’ın yönetim ve güvenlik sistemindeki yükselişi, 1960-70’li yıllarda Türkiye’de yaşayan Kürtler arasında karışıklık ve gerginlik yaratılmasıyla ilgili KGB’nin “Mavi gözler” operasyonunun gerçekleştirilmesi perspektifinde öngörülmüştü. Haydar’ın hareketsiz timsah gözlerine bakınca “Mavi gözler” adının nereden geldiği anlaşılmaktadır. Ve işte burada, Ararat Dağı’nın gölgesi altında, Demirel ve Aliyev bir Pantürkist bayram tertiplemişlerdi”.
Ter-Petrosyan, Özal’ın cenazesine katılıyor
20 Nisan 1993’te Türkiye cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın cenazesine katılmak niyetiyle Ankara’da bulunan cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan, dışişleri bakanı Vahan Papazyan ve cumhurbaşkanı danışmanı Jirayr Libaridyan’dan oluşan Ermenistan heyeti, başbakan Süleyman Demirel tarafından kabul edilir. Papazyan ve Liparetyan, görüşmenin verimli ve enteresan geçtiğini belirtir. “Demirel çekmeceden bir harita çıkarıp Türkçe olarak, burası Ermenistan, dedi, problemimiz yok, komşumuzdur, bu da Karabağ’dır, Ermeni toprağı değil, fakat Ermeniler yaşıyor, kaygılarımız var, Karabağ’ı aldınız, onu da anladık, burası Laçin, burası sizin toprağınız değil, burada Ermeniler de yaşamıyor, aldınız, güvenlik için dediniz, bunu da anladık. Kelbecer’le ne işiniz var? Kelbecer’i aldığınızda bu insanlar (Türkler) kardeşlerimizi dövüyorsunuz dediler, öyle değil mi?”,-diye anımsamaktadır Jirayr Libaridyan.
Türkiye, Ermenistan’a saldırmak için uygun bir an bekliyor
Özal’ın ölümünden sonra Demirel cumhurbaşkanı olur. 16 Mayıs 1993’te parlamentoda yapılan seçimlerin üçüncü etabında, Türkiye’nin en uzun süreli siyasetçi-devlet adamı Demirel, dokuzuncu cumhurbaşkanı olarak seçilir. Haziran ortalarında “Doğru Yol Partisi” genel başkanı Çiller’e yeni hükümeti kurma görevi verir. Türkiye, tarihinde ilk olarak kadın başbakana sahip olur.
Eylülün 5’ini 6’ya bağlayan gece, Türkiye tarafından sınıra doğru ateş açılır. Ermenistan’da konuşlanmış olan Rus sınır birliklerinin komutanı, tümgeneral Aleksandır Babenko, Rusya Federasyonu’na, sınır birlikleri yönetiminin, Ermenistan-Türkiye sınırında Türk ordu birliklerinin ağır donanım ve topçu birlikleriyle takviye edilmesi ve bu birlikler tarafından bölgenin teknik rekonstrüksiyonunun gerçekleştirilmesinden endişe duyduğunu belirtir. Sınır birliklerinin basın hizmetleri tarafından, yönetimin sınırda hüküm süren durumu takip ettiği ve 13 Kasım 1921 tarihli Kars Antlaşması uyarınca, çatışma durumuna izin vermemek için gerekli tasarrufların ele alınmış olduğu belirtilmekteydi.
Başbakan Çiller, Ermenilerin Nahcivan’a dokunduklarında, kendisinin de savaş izni alabilmek için meclise başvuracağı konusunda tehdit savurur.
Ermenistan güvenlik konseyi toplanır. 6 Eylülde gerçekleştirilen Ter-Petrosyan-Demirel telefon görüşmesi esnasında, Türkiye silahlı kuvvetlerinin Ermeni-Türk sınırında görülen birikimi konusu görüşülür.
Bir Türk savaş uçağı 13 Eylülde Ermenistan-Türkiye sınırı boyunca, Armavir bölgesinde keşif uçuşu yapar. İki kere Ermenistan’a doğru top ateşi açılır.
Ermenistan ve Rusya arasında 30 Eylül 1992’de imzalanan antlaşmaya istinaden Türkiye ve İran’la olan sınırların dokunulmazlığı ve güvenliği Rusya tarafından sağlanacaktı. Kısa bir çalışma ziyareti için 15 Eylülde Moskova’da bulunan Ter-Petrosyan, Yeltsin’le görüşür. Ermenistan cumhurbaşkanı ile devlet bakanı Vazgen Sargısyan, aynı gün Graçov’la görüşürler.
Vahan Papazyan, Türkiye’nin Ermenistan’a karşı ele alacağı projeler ve niyetleri hakkında bir şey söylemekte zorlanmaktadır. “Bizimkiler, Türk silahlı kuvvetlerinin hareketlerini ve Ermenistan sınırına yaklaşmasını gözlemliyordu. Gerçek bir tehlike olduğu konusunu ciddi kabul ediyorduk. Ter-Petrosyan, Yeltsin’le yaptığı görüşme esnasında, Ermenistan’ın ciddi bir tehlike algıladığını ve Rus tarafının kendi duruşunu net bir şekilde göstermesini istediğini söylemişti. Bunun haricinde, Özal tarafından yapılan ve Yerevan’a bir-iki bomba atma konusundaki ölçüsüz sözleri de vardı. Şapoşnikov’un meşhur açıklaması olmasaydı, Türklerin adımları ne olurdu bilemem. Lakin Türk tehlikesi bizim tarafımızdan son derece ciddi algılanmaktaydı”.
Fransa’nın Yerevan’daki elçisi France d’Harting 7 Ekimde Ermenistan’ın sınır bölgelerini ziyaret eder. France d’Harting’i daha çok Ermenistan-Türkiye sınırı, Ermenistan’ı Türkiye’ye bağlayan irtibat yolları ve Türk ordusunun Ermenistan sınırları yönünde gerçekleştirdiği hareketler ilgilendirmekteydi.
Yunanistan’ın eski Ermenistan elçisi Leonidas Khırizantopulos’un hatıralarında, Türkiye’nin 1993 yılında Ermenistan’a saldırmaya hazırlandığı yazılıdır. Cumhurbaşkanı Yeltsin, 1993 Eylülünde parlamentoyu fesheder. Buna karşılık parlamento cumhurbaşkanını görevinden alır. Hâsıl olan restleşme ortamı, 3 Ekimde kanlı bir çatışmaya dönüşür. Parlamento başkanı Ruslan Khazbulatov, başbakan Çiller’le önceden gizli bir anlaşma sağlamıştı. Khazbulatov, Yeltsin’e karşı koyabildiği durumda, Rus sınır güçlerini Kafkasya’dan çıkararak Türkiye’ye, Kürt sorununu bahane edip, Ermenistan’a sınırlı saldırılar gerçekleştirme imkânı verecekti.
Resmi Ankara, Yerevan üzerinde baskı kurmak amacıyla Ermenistan’ın PKK militanlarıyla işbirliği içinde olduğu söylentilerini yaymaktaydı. Çiller Irak, İran, Suriye ve Ermenistan’ı Kürtlere destek vermekle suçlamıştı.
Ermenistan dışişleri bakanlığı, Ermenistan yönetiminin PKK ile hiçbir bağının olmadığını ve Yerevan’da bu örgütün yazıhanesinin bulunmadığını açıklar. Türk basını ve içlerinde içişleri bakanı Mehmet Gazioğlu’nun da bulunduğu bazı hükümet temsilcileri, sık-sık Ermenistan yöneticileri ile PKK arasında olan sözde bağlardan bahsetmişlerdir. Ermenistan dışişleri bakanlığı, bazı Türk yöneticilerinin benzer iftiralarla, Türk kamuoyunda Ermeni karşıtı eğilimler yaratıp, uluslar arası arenada Ermenistan’ın imajını zedelemek ve Ermenistan’la Türkiye arasında iyi komşuluk ilişkilerinin kurulmasını engellemek olduğunu açıklamıştır.
Khırizantopulos, Türk ordusunun sınır bölgesindeki hareketlerine ve 1993 Ekiminde Irak’a yönelik saldırıya yer vermektedir. Khırizantopulos, Türkiye’nin Ermenistan’a saldırı hazırlığı içinde olduğu haberini Fransa ve ABD’nin Yerevan’daki elçileri d’Artink ve Harry Gilmore’dan aldığını belirtmektedir. Şaşılacak olan ise, 1992-1994 Ermenistan’ını ayrıntılı bir şekilde ele almış olan Rusya elçisi Stupişin’in hatıralarında Türk tehlikesine değinmemesidir.
Khırizantopulos, Türk tehdidi konusunda Ermenistan yöneticilerinin uyarıldığı ve birliklerin güvenlik kurulu tarafından yüksek düzeyde hazır duruma geçirildiğini yazmaktadır. Ermenistan Milli Güvenlik Müsteşarlığı başkanı (1993-1994) tümgeneral Eduard Simonyans, Khırizantopulos’un iddialarını doğrulamaktadır. “Yunanistan’ın eski elçisinin anlattığı olay da dâhil, Türk ordularının farklı yönlerden Ermenistan topraklarına saldırı tehdidi birkaç kere var olmuştur. Türk ordusunun Ermenistan’a saldırı olasılığı hakkında bilgileri diplomatik kaynaklar dışında da elde ediyorduk. Asıl saldırı sonuçta gerçekleşmedi. Ciddi tehditler oldu, Türk ordusu Ermenistan sınırı boyunca yerleştirildi, sahra komuta merkezleri oluşturuldu, hem asker, hem donanım, hem de silah açısından birlikler takviye edildi”.
Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı, Süleyman Demirel, 91 yaşında hayatını kaybetti (2015). Süleyman Demirel, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 17 Nisan 1993’teki ölümünün ardından 16 Mayıs 1993’te, 9. Cumhurbaşkanı seçildi.
Photo – Robert Kocharian, Armenia’s President (1998-2008) and Duleyman Demirel in Istanbul during the OSCE Summit, November, 1999.