Paris’e ve Key West’e doğru: Karabağ güncesi; Yeşil ve Siyah

1493

Amerikalı yazar Ernest Hemingway, benzersiz  “Silaha veda” eserini, Florida’nın Key West adasında kaleme almıştı. On yıllar sonra aynı yerde Karabağ ihtilafını düzenleme anahtarı aranmaktaydı. Key West, Amerikalı arabulucu Cavanaugh’nın doğduğu şehirdi ve Koçaryan’la Aliyev’i bu adada bir araya getirmek kendi fikriydi.

Ermenistan ve Azerbaycan cumhurbaşkanları, Karabağ düzenleme perspektifini approximity talks (“yakınlarda görüşmeler”) formatında (cumhurbaşkanları birbirleriyle doğrudan görüşmeler yapmayıp, aracılarla, bitişik odalarda görüşürler, tarafların talepleri ve endişeleri aracılar tarafından kaydedilip, buna nazaran düzenleme önerileri hazırlanır) aramaktaydı.

Koçaryan ve Aliyev’e destek olmak amacıyla devlet sekreteri Colin Powell Key West’e gelmişti.

Florida görüşmeleri boşuna tertiplenmemişti, bu görüşmeye kadar, eşbaşkanları ihtilaf bölgesini ziyaret edip, Ermenistan ve Azerbaycan cumhurbaşkanlarıyla görüşmelerde bulunmuşlardı. Koçaryan ve Aliyev arasında 2000 yılı Haziranında Moskova’da, Ağustosta Yalta’da, Eylülde New York’ta, Kasımda ise Minsk’te görüşmeler yapılmıştı.

2000 Aralık ayında arabulucular bölgeye gelir. Amerikalı Cavanaugh ve Fransalı Jan-Jack Gaillard Ankara’da Türkiye dışişleri bakanı Cem’le görüşmüş, ardından Nakhicevan üzerinden (Ermenistan-Nakhicevan sınırında Rus arabulucu Nikolay Gribkov onlara katılır) Yerevan’a varıp, cumhurbaşkanı Koçaryan’la, ardından da Bakû’de Aliyev’le görüşürler.

“Nakhicevan ziyareti, bölgede ekonomik gelişimin ehemmiyetini vurgulamak içindi. Azerbaycan-Türkiye sınırını geçtik ve bu yolun, tüm bölge için bir nakliye bağlantısı olduğunu tasdik edebiliriz. Durduğumuz yerden az uzakta Ermenistan’ı Azerbaycan’a bağlayan demiryolu geçmekteydi. Bu, aynı zamanda Ermenistan’ın İran’dan mal ithal ettiği yoldur. Bu mallar günümüzde Meğri üzerinden Ermenistan’a girmektedir, fakat bu, Nakhicevan üzerinden gelmesinden daha pahalıdır”,- diyor Cavanaugh.

İran, coşku duymamaktaydı. Tahran, eşbaşkanların seçmiş olduğu yol haricinde, Florida’daki görüşmeden de rahatsızdı. Cavanaugh, Key West’te yaptığı açıklamada, görüşmelerin ayrıntılarını İran’a da bildirmek gerektiğinden bahsetti. İran’ın çıkarlarını kollayan yenilenmiş toprak değişimi seçeneğinin masada olduğu konusunda tahminler yapılmaktaydı.

Eşbaşkanların diğer ziyareti 2001 Mayısında, Key West görüşmelerinden sonra gerçekleşti. Bu seferinde de enteresan bir yol seçmişlerdi Bakû’den Barda, Azerbaycan-Karabağ sınırını geçerek Dağlık Karabağ üzerinden Şuşi’den helikopterle Spitak, oradan da Ermenistan-Türkiye sınırı. “Bu yolu biz ilk defa olarak seçtik. Her seferinde Azerbaycan’dan Ermenistan’a, oradan da Dağlık Karabağ’a gidiyorduk. Bu sefer Azerbaycan’dan Dağlık Karabağ’a gitmeye karar verdik”,- diyordu diğer eşbaşkanlarla birlikte temas çizgisinin Barda-Ağdam kısmını yeni geçmiş olan Cavanaugh.

Cavanaugh’ya göre, 2001’de taraflar düzenlemeye inanılmayacak derecede yakınlardı, fakat arabulucular ve görüşmelere yakın olan diplomatların belirttiğine göre Aliyev son anda acı tavizleri kabul etmedi.

Başkan Chirac, 24 Ocak 2001’de Paris’te Aliyev’i ağırlar. 26 Ocakta Chirac’ın arabuluculuğuyla Paris’te Koçaryan ve Aliyev arasında bir görüşme gerçekleşir. Fransa cumhurbaşkanının girişimiyle 4 Martta Koçaryan-Aliyev arasında Paris’te yeni bir görüşme gerçekleşir. Ertesi günü Chirac-Aliyev, Chirac-Koçaryan, daha sonra ise Fransa başkanının katılımıyla Ermenistan ve Azerbaycan liderlerinin görüşmeleri gerçekleşir.

Aliyev, Mart ortalarında resmi bir ziyaret için Türkiye’ye giderek, ihtilafın yakında düzenleneceği  konusunda umutlarını belirtir. Aliyev 1 Nisanda Key West’e doğru yola çıkarken “Bina” havaalanında, ihtilafın çözümü için nereye gerekirse, Antarktika’ya dahi görüşmelere gidebileceğini belirtir. Devlet sekreteri Powell, 3 Nisanda Truman’ın küçük Beyaz Saray’ında, eşbaşkanların katılımıyla Koçaryan ve Aliyev’le ayrı-ayrı görüşür.

Ermenistan ve Azerbaycan liderleri, Florida’dan eve dönüş yolunda Beyaz Saray’da başkan Bush tarafından ayrı-ayrı kabul edilerek kısa görüşmelerde bulunur. Chirac, 10 Nisanda Koçaryan’la Paris’te bir görüşme yapar. Koçaryan, 12 Nisanda telefonla Putin’le bağlanır, Chirac ve Bush da telefon görüşmesinde bulunurlar.

Oskanyan’ın belirttiğine göre, Dağlık Karabağ, Key West önerisiyle, Laçin koridoruyla birlikte bir kereden Ermenistan’a ait olacaktı. “Laçin, aynı statüye sahip olacaktı, buna karşılık ise Ermenistan’ın Azerbaycan’a serbestçe kendi bölgesinden geçen yollar sayesinde Nakhicevan’la bağlantı kurma izni vermesi konusunda görüşmeler yapılmaktaydı. Karabağ’ı Laçin koridoruyla Ermenistan’a bağlama fikrini tazmin eden yeni unsur buydu. Lakin bu, toprak vermeye eşdeğer değildi. Azerbaycan, bu yolu serbestçe kullanarak Nakhicevan’la olan bağını sağlayacaktı, Azerbaycan’a bağımsız bölge verilmemekteydi”.

Daha sonraları, Key West belgesi olarak anılan İngilizce yazılmış gayri resmi belgeyi okudum. Bu belgede siyahla beyaz üzerinde kelimesi kelimesine, Ermenistan’ın Azerbaycan’a, Nakhicevanla bağlantı kurabilmesi için “bağımsız geçiş” (soveraign passage) vereceği yazılıydı.

Cavanaugh 2 Mayısta, anlaşmaya nazaran bir sonraki görüşmenin 15 Haziranda Cenevre’de yapılacağı ve Key West’te olduğu gibi, “yakınlarda görüşmeler” formülünün uygulanacağını belirtir. Amerikalı arabulucu, Aliyev’in yaklaşımını ölçmek için Bakû’ye gider.

Minsk Grubu arabulucuları 18-21 Mayıs tarihlerinde bölgeye bir ziyaret gerçekleştirir. Azerbaycan’ın Key West’te elde edilmiş olan anlaşmaları hayata geçirmeye hazır olmadığı, bu yüzden de Cenevre’de yapılması düşünülen yeni aşamanın düzenlenmesinin manasız olacağı, Bakû’de belli olur. Eşbaşkanlar, temas çizgisini geçerek Dağlık Karabağ’a gelir. Sınırın mayınlardan temizlenmesi esnasında, Azerbaycanlı bir subay dikkatsizliğinden dolayı bir ayağını kaybetmişti, bu durum, Aliyev’le zaten umut vaat etmeyen görüşmeler yapmış olan arabulucuların umudunu daha da kırar.

Thomas de Waal, bu görüşmelerin ilk aşamasını şöyle anltmaktadır:

“Cumhurbaşkanı Aliyev hoşnutsuzdu. Uzun bir masanın merkezinde, yakın adamlarıyla çevrelenmiş olarak oturmuş, çok sayıda ekrana bakmaktaydı. Politbüro ve KGB eski başkanı, şimdi yaşlanmış ve hüsrana uğramış kral rolünü oynamaktaydı… Aliyev yıpranmış gözüküyordu ve yüzünde hayırsever tebessümüyle, arada bir ekranlara göz atarak üç yabancı arabulucuyla kelime düellosuna başlar.

Görüşmeler bariz bir şekilde arzu edilen neticeye ulaşmamıştı. Daha sonra anlaşıldığı üzere Aliyev görüşme masasında, bazı tavizler karşılığında Karabağ’ı Ermenistan’a vermeye hazırdı, fakat bu durum, Key West sonrasında desteklerine ihtiyaç duyduğu kişiler için bir lanet gibiydi.

Rus elçisi Gribkov, cumhurbaşkanının 78. doğum gününü gecikmeyle tebrik eder. “Tebrikler için teşekkür ederim, fakat…”,- Aliyev bir ara verdi. “ancak barış antlaşması yaptığımızda, topraklarımız kurtarıldığı zaman gerçek doğum günü kutlayabilirim. Bu yüzden de, bu sorunla ilgilendiğim tüm yıllar boyunca herhangi bir kutlama günü olmamıştır benim için, en az da doğum günü. Doğum günümü unutmuştum, çünkü aklım hep bu sorunla meşguldür”,- diye devam etti.

Ağır ve törensel duruşu, bizi kendisine inanmaya zorluyordu”.

Karabağ tarafı, temas çizgisinin Ermeni tarafında masa kurmuştu. Herkes barış için kadeh kaldırdı, fakat yüzlerinde, barışın yakın olduğuna inandıklarına dair bir alamet yoktu. Kahvaltıdan sonra grup Ağdam camisini ziyaret etti. Cavanaugh bir yıl önce camiden bir taş alıp, zafer bayramı ve doğum günü münasebetiyle Aliyev’e hediye etmişti. “İşgal edilen toprakların kurtarılmasından sonra ilk restore edilen bu caminin olacağını umarım”,- demişti Cavanaugh. Aliyev, aldığı hediyeden heyecanlanıp yaşlı gözlerle, kurtarıldıktan sonra bu camiyi birlikte ziyaret edebilme umudunu belirtmişti.

Aracılar Ağdam’dan Martakert’e geçip, bölge yöneticileriyle buluştuktan sonra Gandzasar’a doğru yollarına devam ederler. Gandzasar’dan Vank Köyü’ne indiklerinde, iş adamı Levon Hayrapetyan, arabulucuların şerefine bir akşam yemeği vermişti. Şerefe kadeh kaldırıldığında Hayrapetyan şakayla “Üç ülkeden hangisinin adını ilk olarak anayım?”,- diye sordu. Cavanaugh, mizahla cevap verdi “Ermeni alfabesine göre bizim devletimizin adı alfabenin ilk harfiyle başlıyor”. Rus arabulucu Gribkov da dâhil olmak üzere, herkes güldü.

Arabulucular, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti yöneticileriyle Stepanakert’te yapılan görüşmelerden sonra ertesi sabah Şuşi’ye doğru yola çıktı. İnsanlar burada eşbaşkanların üstüne-üstüne gidip Azerbaycanlıların şehre dönüşlerine izin vermeyeceklerini belirtiyorlardı. Birilerinin protesto gösterisi hazırlamış olduğu belliydi. Yakılmış ve harabeye dönüşmüş olan bu şehirde hiç bu kadar insan görmemiştim.

Helikoptere binerken, yılsonuna kadar barış tesis edebilme konusundaki iyimserliğini hatırlattım kendisine. “Düşünceliyim, Ermenistan ve Azerbaycan halkı karşılıklı tavize hazır mı acaba? Taviz vermek çok zor olacak, çünkü savaşın yaraları taze ve anılar çok ağır. Bununla ilgili bugün Şuşi’de ve öncesinde de Azerbaycan’daki kaçakların kamplarında çok şey dinledik”.

Yaklaşık bir saat sonra helikopter Vanadzor-Spitak bölgesinde bulunan bir düzlüğe indi ve eşbaşkanlar buradan sınırdaki Akhuryan tren istasyonuna gitti. Şirak bölgesi yöneticisi, demiryolunun yeniden işletilmesinin ne yararlar getireceğini anlatıyordu. Gribkov suskundu, Surmain tarafsız, Cavanaugh ise heyecanla konuşuyordu. “Türkiye, buradan sadece iki kilometre uzaklıkta. Demiryolu kısa süreliğine açıldı, fakat Karabağ ihtilafı nedeniyle tekrar kapandı. Demiryolunun açılması tüm bölge için büyük öneme haizdir, fakat öncesinde mutlaka bir barış antlaşması gerekir”.

Eşbaşkanlar Gümrü’den otomobille Yerevan’a gider. Ertesi günü cumhurbaşkanı Koçaryan’la yapılan bir görüşmeden sonra Amerikalı arabulucu “Barışın yolu her zaman düz değildir ve bir dizi engelin bulunduğu Laçin yoluna benzemektedir”,-  der.

Surmain, Cenevre’de yapılması öngörülen görüşmenin Azerbaycan ve Ermenistan cumhurbaşkanlarının ricası üzerine ertelenmiş olduğunu 28 Mayısta ilan eder. Azerbaycan’ın hazır olmadığından dolayı görüşmenin meydana gelmediği barizdi. Aliyev de bu durumu dolaylı olarak tasdik eder. Aliyev, “Üçlü eşbaşkanların Karabağ için bağımsız statü talep ettiklerini”, fakat “Azerbaycan’ın bitişiğinde ikinci bir Ermeni devletinin olamayacağını” açıklar 29 Mayısta.

31 Mayıs 2001 tarihinde Minsk’te, Putin’in arabuluculuğunda Koçaryan-Aliyev görüşmesi gerçekleşir. 10-13 Temmuzda üçlü eşbaşkanlar ve Rusya dışişleri bakanı yardımcısı Vyaçeslav Trubnikov Yerevan, Stepanakert ve Bakû’de, Koçaryan, Ğukasyan ve Aliyev’le görüşmelerde bulunur.

Aliyev, Key West çıkmazından ölümüne kadar altı kere daha görüşür Koçaryan’la, fakat Aliyev’in yönetimi süresinde görüşmelerde bir hamle yapılmasının manasız olduğu artık belliydi.

2001 sonunda Tahran’da bulunan Ermenistan cumhurbaşkanı, İran Ermenileriyle yaptığı bir buluşmada “Karabağ hiçbir zaman bağımsız Azerbaycan’a dâhil olmamıştır ve olmayacaktır”,- der.

Tatul Hakobyan’ın Karabağ güncesi; Yeşil ve Siyah kitabınden alıtı, Yirmi altıncı bölüm-3