Yevgeni Primakov, hümanist arabulucu – Karabağ güncesi; Yeşil ve Siyah

1965

1995 Ocağında Minsk Grubu eş başkanlığı oluşturulur, bu sayede Rusya ile batı arasındaki zıtlıklar yumuşar. 30-31 Martta Prag’da yapılan dışişleri bakanları görüşmesi esnasında, Dağlık Karabağ’ın, çatışmanın taraflarından biri olup, Minsk Kurulu da dâhil olmak üzere, tüm görüşme sürecinin katılımcısı olduğu yeniden tasdik edilir. Arkadi Ğukasyan, Dağlık Karabağ’ın, 1992 yılından, Budapeşte’deki zirveye kadar görüşmeler sürecine tam anlamıyla katılmış olduğunu, fakat bu şeklin Bakû tarafından kabul edilmediğini vurgulamaktadır. “O zamanlar bu toplantılar görüşme olarak değil, danışma olarak anılmaktaydı. Bakû, danışmalara başlayana kadar, Dağlık Karabağ’ın, ihtilafın taraflarından biri olduğunu kabul etmediğini ilan ediyordu. Budapeşte zirvesi, dolaylı fakat net bir şekilde ihtilafın üç tarafı olduğunu kesinleştirmiştir”.

Azerbaycan, düzenleme görüşmelerinde ya iki tarafın, Ermenistan ve Azerbaycan’ın, ya da dört tarafın, Ermenistan, Azerbaycan, Dağlık Karabağ Ermeni toplumu ve Dağlık Karabağ Azerbaycan toplumunun temsil edilmesi gerektiğini iddia etmekteydi.

1995 Nisanında, Minsk Grubu eş başkanlığı İsveç’ten Finlandiya’ya geçer. “Finlandiya’nın başkanlık ettiği dönemde Ruslarla anlaştık, Kazimirov, Güney Kafkasya’ya geldiğinde Finlandiya eş başkanıyla görüş alışverişinde bulunacaktı. Lakin Kazimirov’un, Rusya cumhurbaşkanı olarak ikinci bir görevi daha vardı ve bu görevi dâhilinde faaliyet yürütmesinin Rusya’nın işi olduğu konusunda anlaştık”,-diyor Finlandiyalı Heykki Talvitie.

Ekim 24’te New York’ta, BM genel kurulu esnasında Ter-Petrosyan ve Aliyev arasında bir görüşme yapılır.

9-12 Ocak 1996’da Moskova’da üçlü görüşmelerin yeni etabı gerçekleştirilir. Heyetler, Rusya’nın yeni dışişleri bakanı Yevgeni Primakov tarafından kabul edilir. Primakov, 16 Ocakta Moskova’da Koçaryan’ı, ertesi gün ise Aliyev’i kabul eder. Ayın 18’inde de Ter-Petrosyan ve Aliyev Kremlin’de Yeltsin tarafından kabul edilir. Yeltsin, 19 Ocaktaki BDT Moskova zirvesinde Primakov’a, Dağlık Karabağ sorunuyla yakından ilgilenmesi talimatını verir.

AGİT başkanı, İsviçre dışişleri bakanı Flavio Kotti Bakû’de, daha sonra ise Yerevan’da, Aliyev ve Ter-Petrosyan’la Karabağ düzenleme perspektifini görüşür. Finlandiyalı ve Rus eş başkanları Heykki Talvitie ve Valentin Lozinski, 16 Nisanda BM Güvenlik Konseyi’ne sundukları raporda Ermenistan, Azerbaycan ve Dağlık Karabağ’ın kompromise gitmeye niyetleri olmadığını belirtirler. Talvitie, tarafların 1995-96 yıllarında düzenlemeye hiçbir zaman yanaşmadıklarını iddia etmektedir. “Biz ve Rus eş başkanı, Minsk Grubu’nda onaylanan bir düzenleme prensipleri belgesi hazırlamıştık, fakat iki zorluk vardı, birincisi, taraflar anlaşamadı, ikincisi ise, taraflarda, dışarıdan çözüm dikte edildiği intibası oluşmuştu. Görünüşe göre, Finlandiya’nın eş başkanlığı döneminde çabalarımız başarısızlığa uğradı”.

8-11 Mayıs 1996 günleri, ihtilaf sonrası sürecin en hümanist günleriydi. Ermeni ve Azerbaycanlı onlarca anne için gerçek zafer bayramıydı. Primakov, Bakû’de Aliyev’le yaptığı görüşmeden sonra, yanında 39 Ermeni savaş esiri ve rehineyle Yerevan’a gelir. Primakov’un heyeti Yerevan’dan Stepanakert’e geçip Koçaryan’la görüşmelerde bulunur. Rusya dışişleri bakanı 9 Mayısta Ter-Petrosyan’la görüşüp, ertesi gün yanında 71 Azerbaycanlı savaş esiri ve rehineyle Bakû’ye geçer.

Bu hümanist etkinlik az daha başarısızlığa uğrayacaktı. 17 Mayısta, Moskova’da BDT zirvesi gerçekleşecekti ve Ruslar, hem esirlerin değişimini başarmak, hem de zirve esnasında düzenlemeyle ilgili tarafların cumhurbaşkanları düzeyinde ortak bir açıklamada bulunmalarını sağlamak istiyordu.

Koçaryan’ın katılımı ve BDT zirvesinde eşit şartlarda varlığı Aliyev için kabul edilemez olduğundan dolayı Moskova, açıklamayı iki kısma ayırmayı düşünmüştü. 17 Mayıstaki deklarasyon Aliyev, Ter-Petrosyan ve Yeltsin tarafından imzalanacak, kısa süre sonra ise Yeltsin’le yapacağı kısa bir görüşmeden sonra Koçaryan bir açıklamada bulunup, bu deklarasyona katıldığını bildirecekti.

Bakû, Dağlık Karabağ’ın deklarasyona katılımına karşı olduğunu Primakov’a belli etmişti. Rusya dışişleri bakanının Stepanakert’te deklarasyondan hiç bahsetmemesi Koçaryan’ı sinirlendirir. Primakov, Stepanakert’ten Yerevan’a döndüğünde Dağlık Karabağ cumhurbaşkanı kendisiyle temas kurmaya çalışır, fakat Primakov kaçınarak Kazimirov’a, Koçaryan’la konuşmasını önerir. “Koçaryan, hayli sinirli bir ses tonuyla kendilerini kandırdığımızı ve Dağlık Karabağ’ın katılımı olmadan deklarasyon gerçekleştirmek istediğimizi söyledi. Uçağımızla Bakû’ye götürmemiz için daha önceden otobüslerle gönderdikleri tüm 60 Azerbaycanlı savaş esirini Yerevan’dan geri getirilmesi konusunda talimat verdiğini açıkladı”,-diye yazmaktadır Kazimirov.

Rus arabulucu, hâsıl olan karmaşık durumu Primakov’a bildirir. Koçaryan’ın “kendi” esirlerini Dağlık Karabağ’a geri götürmesi durumunda bu ziyaret en arzulanmayacak bir neticeyle sonuçlanabilirdi. Primakov, 39 esirini Bakû’den Yerevan’a getirmişti. Koçaryan’ın tehditlerinin gerçekleşmesi durumunda Primakov sadece 11 savaş esiri götürecekti Bakû’ye ve Aliyev kendisini doğrudan kandırılmış olarak hissedecekti. 17 Mayıstaki BDT zirvesinde Karabağ konusuyla ilgili bir açıklama yapmaktan vazgeçip, sadece hümaniter işlemle yetinmeye karar verilir.

Tüm yıl boyunca Moskova, Helsinki ve Viyana’da birkaç etap üçlü görüşmeler yapılır, fakat düzenleme süreci yerinde saymaya devam eder. Ter-Petrosyan, 25 Ekimde Moskova’da yapılan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na üye devletleri zirvesi çerçevesinde Demirel ve Aliyev’le ayrı-ayrı görüşür.

24 Kasım 1996’da Dağlık Karabağ’da ilk cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılır. Koçaryan, oyların yaklaşık %89’unu kazanır. Koçaryan, Dağlık Karabağ’ı fiili olarak Ağustos 1992’den beri yönetmekteydi, başlangıçta Devlet Savunma Komitesi başkanı olarak, 1994 Aralığından itibaren ise uluslar arası tanınması olmayan cumhuriyetin başkanı olarak.

Dağlık Karabağ parlamentosu, daha 1994 Aralığında başkanlık yönetimi tesis edilmesi kararı vermiş ve parlamento kapalı, gizli oylamayla Koçaryan’ı başkan seçmişti. 1 Eylül 1997 tarihinde Dağlık Karabağ’ın olağanüstü cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Arkadi Ğukasyan oyların %90 kadarını alarak cumhurbaşkanı seçilir. Koçaryan, 1997 baharında Ermenistan’a taşınarak başbakan tayin edilmişti.

Tatul Hakobyan’ın Karabağ güncesi; Yeşil ve Siyah kitabınden alıtı, Yirmi dördüncü bölüm-4